Önceki gün Belgrad Ormanı’nda yürüyüş yaparken görüntülenen Hülya Avşar, eskiden güzel olmanın önemli olduğunu vurguladı: “Hafif kırışmış kadın çok cazibeli, şimdi kimin kaç yaşında olduğunu anlamıyorsunuz”
Belgrad Ormanında yürüyüş yaparken objektiflere takılan Hülya Avşar, adının aşk dedikodularına karıştığı iş insanı Cemal Güzelce’yle alakalı iddialara, “O konularla alakalı söylenecek hiçbir şey yok. Daha ne söyleyeyim, konuşmam” dedi.
Albüm için stüdyoya gireceğini söyleyen Avşar, “Yarın stüdyoya gireceğim, bir single çıkarıyorum. Çok severek okuyacağım bir şarkı. Yeni bir şarkı olacak. Bir aranjörün şarkısı, eşiyle birlikte yapmışlar. Ben hemen kaptım. En geç birkaç aya çıkar. Yarın şarkıyı okuyabilirsem, girip okumadan çıkmak var bir de… Havanda olmuyorsun bir şey olmuyor, yarın okursam en fazla bir aya çıkar. Hareketli bir şarkı değil, orta karar diyelim. Beş altı aydır şarkı arayışı içerisindeyim zaten, bir türlü içime sinmiyordu, bu sindi. Bu şarkıyı çok sevdim” dedi.
Sinema filmi projesi olduğunu söyleyen Avşar, “Sinema filmimiz yurt dışıyla ortak olduğu için onun henüz teknik şeyleri bitmedi, devam ediyor. Onun dışında başka bir şey yok” dedi.
Sahneleri devam eden Hülya Avşar, “Bu aralar sahneye çok yüklendim, çok keyif alıyorum. İnsanlarla yüz yüze olmak enteresan bir duygu. Televizyon ve sinemanın dışında böyle yüz yüzesin, o enerjiyi almaya insanın ihtiyacı oluyor. Tiyatro yapıyor olsam, onlar çok şanslı bu konuda, seyirciyle yüz yüze bütün tepkileri görüyorlar, çok iyi oluyor” dedi.
“Tiyatro yapmak ister misiniz?” sorusuna sanatçı, “Tiyatronun prova kısmı çok zor ve uzun. Sadece tiyatroyla ilgileniyor olsam iyi de o biraz zorluyor insanı açıkçası. Sadece ona bir seneni ayırman lazım. Tiyatroyu da çok seviyorum, yaparım herhalde. Benim tek kişilik tiyatro oyunumdan sonra henüz öyle bir şey yapmadım” diye konuştu.
“Son dönemde yetişen oyunculara Yeşilçam’daki gibi aktör denilmiyor, o zamanla bu zamanki oyuncular arasında fark var mı?” sorusuna Avşar, “O zaman tabii şimdikine kıyasla yani sosyal medyanın etkisiyle insanlar daha ulaşılmazdı. Bu açıdan o zamanla bu zaman kıyas edilemez. Bu zamanda jönlüğün tadını kaçırdılar. Bu kargaşa içerisinde sıyrılan var tabii ki, isim vermek istemiyorum. İki, üç kişi. Bakmayın siz bu kadar kalabalığa, bizim o Yeşilçam dönemindeki beş kişiyse şu anda da öyle. Hiçbir değişiklik yok, doğa bir yere kadar kabul ediyor. Diğerleri çizginin dışına çıkıyor. Çizginin dışına çıkınca da kayboluyorsun” dedi.
Sosyal medyada takipçi sayılarıyla ilgili Avşar, “Onlar ne kadar doğru bilmiyorum, açıkçası. Sosyal medyadaki takipçilerin mesleğimize, sahnemize, sinemamıza asla faydası yok. Hepsi şov. Yani benim 20 milyon takipçim var deyip, her işim full gidecek, filmlerim full seyredilecek falan, aksine zararı oluyor. Kesinlikle zararı oluyor. O yüzden ben 4.5 senedir yoruma kapalıyım. Çünkü onların yorumlar gerçekçi değil. Yani orası sanal alem, dijital gerçek olmayan orası, havada uçuşuyor yani. Nasıl insanların şu anda koyduğu fotoğraflar kendileri değilse, bana göre bizim mesleğimize zarar veren bir şey sosyal medya. O fazla takipçiler çoğaldıkça zarar geliyor” şeklinde konuştu.
Erkek oyuncuların kadın oyunculara göre daha astronomik ücretler aldığı hatırlatılan Hülya Avşar, “3-4 isim alıyor olabilir. Ama o 3-4 kişi de o kadar çok almasına rağmen bunlar da dahil olmak üzere o reytingi alamıyor. Artık hikaye her şey. Artık uyarlama yapılan hikayeler gidiyor, özgünler bir sene ya gidiyor ya gitmiyor” dedi.
“Erkek başrol kadınlara göre daha önemli midir, dizilerde?” sorusuna sanatçı, “Evet biraz önemli. Televizyon seyreden ve evde en çok kadının sözü geçiyorsa eğer, onun istediği dizi seyredilir ya, orada da kadınlar daha çok erkekleri takip ediyorlar, beğendikleri olduğu zaman. İşe yarıyor tabi ki, ama o dizi iyi değilse erkek zarar görüyor. Bu sefer ondan da soğuyorlar. Çok mayın tarlası bizim işimiz. O yüzden çok dikkatli yürüyeceksin, farkındalığın olacak. Beş sene sonrasını görebileceksin, tecrübelerinden. Tecrübelerini iyi değerlendiren insan başarır bunu” dedi.
Hülya Avşar, sanat tecrübeleriyle alakalı konuşup, “Hayatta en güzel şey küçük yaşamak. Her şeyi küçük yaşayacaksın, şöhreti, paranı, yaşamını küçük yaşayacaksın, aşkını küçük yaşayacaksın. Küçük yaşadığın zaman kimse seni yıkamaz. Büyük yaşayacağım diye denizde dalgaları arkasına alan deniz yatağını kovalamaya çalışırsın ya elini atarsın bir türlü yakalayamazsın ona girersen, o zaman kaybolursun” şeklinde konuştu.
“Eskiden güzel olmak önemliydi” diyen Avşar, sözlerine şöyle devam etti; “Şimdi çok demode, bana göre demode. Eskiden daha doğaldı, saklamak istediğin şeyleri ön plana çıkarmak bence çok kıymetli. Bana göre doğallık her geçen gün daha da kıymetli oluyor. Bulmak zor, kadınlarda bulmak zor. Kırışmış kadın, hafif, hafif kırışmış kadın çok cazibeli, çok seksi geliyor bana mesela. Öyle bir kadın gördüğümde kadına hayranlıkla bakıyorum, saygım artıyor. Vay be diyorum kadına bak ne kadar öz güvenli. Ben estetiğe karşı değilim. Estetik yapmamak zor, o zorluğa katlanmak ve sabretmek zaten çok önemli bir kalenderlik. Yaşını alan kıymetlendi, kimin kaç yaşında olduğunu anlamıyorsunuz.”
