Koronavirüs salgınında güçlü bir bağışıklığa ve immün sisteminin yüksek olmasına daha çok ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Dr. Turgay Ercan Tunç, koronavirüs pandemisinde 6 saatten az uyuyan, uyku apnesi şikayeti olan hastaların virüse yakalanmaları ihtimalinin 4 kat daha yüksek olduğunu vurguladı.
Kaliteli bir uyku ile bağışıklık sistemini güçlü tutmak enfeksiyonlardan korunmada 4 kat etkili olduğunun altını çizen Kulak Burun Boğaz Hastalıkları uzmanı Dr. Turgay Ercan Tunç, özellikle koronavirüs pandemisinde 6 saatten az uyuyan, uyku apnesi şikayeti olan hastaların virüse yakalanmaları ihtimalinin 4 kat daha yüksek olduğuna dikkat çekti.
“Bağışıklığımız için önemli olan uyku-uyanıklık döngüsünü düzenleyen melatonin hormonu gece 23.00 ile 02.00 saatleri arasında devreye girer ve özellikle bu saatlerde uykuda olan kişilerde bağışıklık hücre aktivasyonunun gece uykusu uyuyan kişilerde, uyuyamayan veya gündüz uyuyan kişilere göre daha yüksektir” diyen Dr. Turgay Ercan Tunç, bu nedenle gece uyku süresinin 6 saatten az olmaması gerektiğini ifade etti.
Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bağışıklık sistemi hücreleri uyku sırasında çoğalıp, yenilendiği gibi kötü uyku kalitesi nedeniyle tansiyon ve şeker dengesini de bozarak vücudun enfeksiyonlara karşı direncini düşürüyor. Kişiler uyku esnasında nefessizlik ve buna bağlı olarak horlama durumları yaşayabiliyor. Horlama, uyku sırasında yaşanan tekrar eden nefes durmaları ile karakterize bir hastalık olan Obstrüktif Uyku Apne Sendromu en sık görülen belirtilerden biri. Uyku apnesi yaşayan kişilerde, nefes durmaları sırasında, kanındaki oksijen düzeyi azalır ve her apnenin ardından saniyeler süren kısa bir uyanıklık dönemi olur. Bu da kişide immün sisteminin düşmesine neden olduğu için sabahları yorgun uyanma, ağız kuruluğu, baş ağrısı, gündüz aşırı uyku hali, kilo alma, depresyon, unutkanlık, dikkat eksikliği, kolay sinirlenme, iş veriminde azalma, cinsel isteksizlik ve iktidarsızlık gibi durumlar yaşanabilir.”
Uykusuzluğun, horlamanın ve uyku apnesinin kişinin sağlığına olumsuz etkileri nedeniyle özellikle pandemi döneminde bu rahatsızlığın tedavi ettirilmesi gerektiğini belirten Dr. Turgay Ercan Tunç, “Horlama hastaları öncelikle beraberinde Tıkayıcı Uyku Apne Sendromu varlığı açısından araştırılmalı ve gerekiyorsa hasta uyku testinden geçirilmelidir. Burada horlama, apne sayısı ve süresi, kan oksijen düzeyleri, uyku derinliği gibi parametreler belirlenerek hastaya kesin teşhis konur. Hastada Uyku Apne Sendromu saptanmaz ise, horlama genellikle KBB uzmanları tarafından uygulanan bazı cerrahi girişimler, radyofrekans gibi yöntemler ve diş hekimleri tarafından uygulanan ağız içi aparatlar ile tedavi edilebilir. Öncelikle üst solunum yollarında darlık yapan sebepler bulunursa, bunların tedavisi gerçekleştirilir. Burundaki et veya kemik, damak veya küçük dildeki sarkmalar ameliyatla düzeltilebilir. Horlamaya Uyku Apnesi eşlik ediyorsa, tedavi yaklaşımları tamamen değişir. Hasta ile hekim koordineli hareket ederek tam tedavi gerçekleşebilir ve hastanın yaşam kalitesi düzeltilebilir” diyerek tedavi hakkında bilgi verdi.