MEB duyurdu! Omicron varyantı nedeniyle okullar kapatılacak mı? Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer süreci değerlendirdi. Okullarda 1.5 yıl aradan sonra yüz yüze eğitime başlanmıştı. Omicron dalgası çıktı ve uzaktan eğitim tartışmaları yeniden başladı. Omicron sonrası yüz yüze eğitim devam edecek mi? Okulların kapatılması ve yüz yüze eğitime ara verilmesi MEB’in gündeminde mi? İşte Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in son dakika açıklaması…
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, yeni yıla başlarken 2021’de eğitimde yaşanan gelişmeleri Milliyet’e değerlendirdi:
‘‘Okullarda 1.5 yıl aradan sonra yüz yüze eğitime başlandı ve tüm önlemler alınarak kararlılıkla sürdürülüyor. Mesleki eğitim konusunda önemli gelişmeler yaşandı, 7 yıl sonra Şûra toplandı, Öğretmenlik Meslek Kanunu teklifi Meclis’e geldi…
Tüm dünyada etkili olan Kovid-19 salgını ve yeni varyantlar eğitim konusunu hep gündemde tuttu. Bu süreçte en fazla etkilenen alanların başında eğitim ve ekonomi geldi. Ülkemizde de salgın nedeniyle uzaktan eğitime geçilmesi okulun sadece bir öğrenme ortamı olmadığını açık bir şekilde ortaya koydu. 2021 yılında özellikle mesleki eğitim konusunda çok önemli gelişmeler yaşandı. Yeni yasal düzenlemeler yapıldı. Diğer taraftan Öğretmenlik Meslek Kanunu 2021 yılının en önemli gündem maddelerinden biri oldu.
2022’ye başlarken 2021 yılında yaşanan tüm bu gelişmeleri, geçtiğimiz ağustos ayında göreve gelen Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer ile görüştük:
Göreve geldiğiniz ilk günden itibaren okulların açık kalması gerektiği yönünde oldukça kararlı bir duruş sergilediniz. Yüz yüze haftada beş gün eğitimde dört ay geçti. Bir sorun da çıkmadı. Koronavirüsün yeni varyantı Omicron dalgası çıktı ve yeniden uzaktan eğitim tartışmaları başladı. Bu süreci ve yeni dönemi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Salgın nedeniyle okulun bir öğrenme ortamı olmanın ötesinde çok boyutlu anlamları olduğu ilk kez toplumun tüm kesimleri tarafından net bir şekilde görüldü. Bu nedenle uzaktan eğitim, okul ortamının kesinlikle bir alternatifi olamaz. Uzaktan eğitim sadece öğrenmeyle ilgili olağanüstü koşullarda zorunlu bir eğitim platform işlevi görür. Tüm dünya uzaktan eğitimin eşitsizlikleri artırdığı, bu nedenle mümkün olduğu kadar yüz yüze eğitime geçilmesi gerektiği konusunda mutabık. Hal böyleyken bizim de istediğimiz yüz yüze eğitime haftada beş gün geçmek oldu. Bu nedenle okulların ilk açılması ve en son kapatılması gereken yerler olduğunu sıklıkla tekrarladım. Tüm dünyada aşı, maske, mesafe ve hijyene dikkat etmenin ötesinde alınabilecek bir önlem de yok. Biz de bu önlemleri süreci yürütmenin merkezine koyduk. Oldukça işlevsel bir mekanizma kurduk. Sağlık Bakanlığı ve Sağlık Bilim Kurulu ile koordineli bir şekilde süreci şu ana kadar başarılı bir şekilde yürüttük. Yeni varyantlarda da süreç başarılı bir şekilde devam ediyor. Şu anda da 850 bin sınıfın çok azı (yüzde 1’in çok çok altında) vaka veya yakın temas nedeniyle yüz yüze eğitime ara verdi. Dolayısıyla, şu an için okullarda yüz yüze eğitime ara verme gündemimizde değil.
Öğretmenlerin aşı oranları da oldukça yüksek. Son durum nedir?
Okulların yüz yüze eğitime devam etmelerinde en büyük avantajımız öğretmenlerimizin aşılanma oranlarının oldukça yüksek olması. 1.2 milyon öğretmenimiz var. En az bir doz aşı olan öğretmen oranımız yüzde 93.36. En az iki doz aşı olan öğretmen oranımız ise bugün itibariyle yüzde 89,02. Aşı olmayıp hastalığı geçirerek antikor oluşturan öğretmen oranımız ise yaklaşık yüzde 5. Dolayısıyla en az iki doz aşı olan ve antikor oluşturan öğretmen oranımız yüzde 94.02’e yükseldi. Diğer taraftan bugün itibariyle en az 3 doz aşı olan öğretmen oranımız da yüzde 37.56’ya ulaştı. Benzer şekilde, öğrencilerimizin de aşılanma oranları sürekli yükseliyor. Dolayısıyla hem öğretmen hem de öğrencilerimizin aşılanma oranları bu durumdayken ve okullarda maske, mesafe ve hijyen konularında azami dikkat gösterilirken hangi veriye dayanarak neden yüz yüze eğitime ara verelim? Zaten üç hafta sonra yarıyıl tatili başlayacak. Eğer bir kapanma olacaksa bunun başlayacağı yer kesinlikle okullar olamaz.