Tahıl koridoru anlaşması ile 9 milyon ürünün ihracatının yeniden gerçekleştirilmesi ve piyasanın sakinleşerek fiyatların düşmesi sağlanmıştı. Ancak Rusya’nın sevkiyatı durdurma kararı sonrası fiyatlarla birlikte gıdaya erişim riski de arttı. Türkiye’nin gıda erişim riski olmadığı ifade edilirken, lisanslı depoların yüzde 80’inin dolu olduğu öğrenildi. Rusya’nın kararı ile ekmek hariç diğer temel gıda ürünlerinde fiyat yükselişlerinin görülebileceği belirtiliyor.
Rusya’nın Tahıl Koridoru Anlaşması’nı askıya alması sonrası gıda fiyatları arttı. Buğday fiyatları karar sonrası yüzde 7,7 artarak son iki haftanın en yüksek düzeyine çıktı. Rusya’nın tahıl koridoru anlaşmasını askıya almasıyla oluşan dünyada gıdaya erişim riski yeniden baş gösterdi. Dünyadaki gıda krizinin yeterli kaynağı bulunan Türkiye’yi teğet geçeceği tahmin ediliyor. Türkiye’de toplam 8,5 milyon ton kapasiteli uzun ve sağlıklı saklama koşullarına sahip depoların yüzde 80’i dolu vaziyette bulunuyor.
Uluslararası Un Sanayicileri ve Hububatçılar Birliği (IAOM) Avrasya Başkanı Eren Günhan Ulusoy konuya ilişkin İHA’ya yaptığı değerlendirmesinde, TMO’nun belirlemiş olduğu regülasyon ve piyasanın un sektöründe yüzde 60’ını tedarik ediyor olmasının etkisiyle ekmek hariç diğer temel gıda ürünlerinde fiyat yükselişleri görülebileceğini vurgu yaparak, “Kalan yüzde 40’lık kısım daha çok özel amaçlı ürünlerde piyasaya etkisi olabilir. Bu piyasanın tamamını etkileyen bir değişiklik olmaz. Önümüzdeki senenin maliyetleri çiftçiler için bu seneden oluşuyor. Fiyatların hızlı bir şekilde yükselmesi sağlıksız ama kademeli olarak yükselmesinin tarım sektörü ve bir sonraki sezonun hasadı için sağlıklı olacağını belirtmek isterim” ifadelerini kullandı.
Öte yandan, tahıl koridorundan geçen yaklaşık 10 milyon ton ürünün yüzde 20’ye yakını Türkiye’ye aktarılıyordu. Oluşan bu yeni durumla bu sevkiyatın aksaması iç piyasada temel gıda ürünlerine erişime lisanslı depoculuk sayesinde negatif etki yapmayacağını dile getiren Ulusoy, “Türkiye’de lisanslı depoculuk alanında toplam 8,5 milyon ton kapasiteye sahip. Tahıl ürünlerini uzun zaman sağlıklı bir şekil saklama imkanına sahip lisanslı depoların yüzde 80’i dolu durumda. Dolayısıyla iç piyasa fiyatlarında oluşabilecek bir dengesizlikte bu ürünler dengeyi sağlayacak” diye konuştu.
Türkiye olarak kısa vadeli şoklarda lisanslı depolardaki ürünün piyasaya sürülebileceğini anlatan Ulusoy, “Yeni ürün gelene kadar lisanslı depolar bize vakit kazandırıyor. Lisanslı depoculuğun özellikle 2015 sonrasında yatırımcılara verilen teşvik sayesinde 2015 yılına girdiğimizde Türkiye’de sadece 240 bin ton olan lisanslı depolama kapasitemiz 7 yıl içerisinde 8,5 milyon ton kapasiteye ulaştı. Piyasadan takip ettiğimiz kadarıyla lisanslı depo işletmecileriyle görüştüğümüzde doluluk kapasitesinin yüzde 80’lerde olduğunu birçok lisanslı depoda yer kalmadığını söylediler. Özellikle Eylül ayında çiftçilerin teslimat yapamadığını biliyorduk. Ürünü sadece üretmek yetmiyor muhafaza etmek saklamakta üretmek kadar önemli. Arz yüksekken ürünü depoya çekebilmek arzda sıkıntı yaşandığında da ürünü piyasaya sürebilmek önemli bir yetkinlik. Türkiye dünyada bu anlamda bir geçiş noktası köprü rolü üstleniyor. Türkiye saydığımız tahıllarda ithalatçı konumdayken ki buğdayda yüzde 19,8’lik bir üretime rağmen yıllık 9 milyon tona yaklaşan bir ithalatımız var” şeklinde değerlendirmede bulundu.
