Vaka sayılarının hızla tırmandığını belirten İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak, “Maske zorunluluğunun tekrar konulması sağlanmalıdır.” dedi.
İzmir Tabip Odası ve sağlık meslek örgütleri İzmir’de artan koronavirüs vakaları ve iktidarın sağlık politikalarına ilişkin ortak bir basın açıklaması düzenledi. Salgının henüz sona ermediğini ve vaka sayılarının hızla tırmandığını belirten İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak, test pozitif oranlarının geçtiğimiz aya göre yüzde 5’ten yüzde 15’e yükseldiğini söyledi.
Kaynak, “Salgında son 4 aylık dönemde sönümlenme göstermiş ve günlük hastaneye yatış, yoğun bakım ve vefat sayılarında anlamlı azalmalar olmuştur. Ancak bu durum salgının sona erdiği anlamına gelmemektedir. Son günlerde farklı ülkelerden gelen bilgilere bakılacak olursa, yeni varyantların daha agresif seyredebileceği yönünde paylaşımlar bulunmaktadır. Bunların hem daha kolay bulaş yapması ve hem de alt solunum yoluna inme özelliği taşıması, tekrar Covid-19’un ciddi seyirli klinik tabloları ile karşılaşılması endişesi yaratmaktadır. Ülkemizde, 5-11 yaş grubu aşılanmış değildir. Bu nedenle bu yaş grubunun okul tatili içinde belli bir programla aşılanmaya alınması, kışa dönüşen günlerde yeni Covid ataklarının ortaya çıkmasında ciddi bir önlem olabilir. Aşı programının şu anda bir çok ülkede durdurulmuş olduğu ve ülkemizde de durdurulmuş olduğu görülmektedir. Maskenin kaldırılması, esas olarak kişisel korunma önlemleri olan hijyen, mesafe, maske üçlüsünün en önemli bölümünün ortadan kaldırılması anlamına gelmektedir. Maske zorunluluğunun tekrar konulması sağlanmalıdır. Şu anda ne kadar sayıda pozitif olgu olduğu hakkında bilgimiz olmamaktadır. Zira PCR testleri rutinden kaldırılmış ve ulaşımı zorlaşmıştır. Bu nedenle günlük pozitif olgu sayısı olarak belirtilen rakamların çok çok üzerinde pozitif olgu olduğu hem gözlemsel ve hem de istatistiksel olarak bir gerçektir” dedi.
Kaynak, merkezi yönetim bütçe kanunu ile bağlı cetvellerinde değişiklik yapılmasına dair kanun teklifi ile sağlıkta yurttaşlardan alınan katılım payının yüzde 50 oranında zamlanacağını belirterek söz konusu hamleden geri adım atılması için şu çağrıyı yaptı:
“Sağlık hakkı devlet tarafından verilmesi gereken, ücretsiz eşit ve nitelikli bir temel yaşam hakkıdır. Ancak hükümet devamlı olarak sağlık sistemindeki yanlış tercihler nedeni ile, SGK açıklarının artmasına yol açmakta ve bunun kapatılması için de hep vatandaşın sağlık ihtiyacını karşılarken katkı payı altında giderek genişleyen ve büyüyen bir ödemeyi vatandaşın sırtına yüklemektedir. Böylece aslında kamusal ve ücretsiz olması gereken sağlık hakkı giderek vatandaşa katkı payı adı altında satılmaya ve her geçen gün pahalılaştırılarak paralı hale getirilmektedir. Vatandaş zaten vergisi ile finanse ettiği devletten ve kamudan sağlık hizmeti alırken, giderek yükselen bir sağlık vergisini katılım payı altında tekrar ödemeye devam etmektedir. Ek bütçe tasarısındaki sağlığa ulaşımı daha da engelleyecek ve zorlaştıracak olan katılım payının kaldırılması gerekirken zam yapılması kabul edilebilir değildir. Katılım payları tümüyle kaldırılmalı ve sağlık hizmeti kamu hizmeti olarak ücretsiz hale getirilmelidir.”
Toplantıda konuşan İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Serkan Şen ise aile hekimlerinin 30 Haziran ve 1 Temmuz tarihlerinde iki günlüğüne iş bırakacaklarını duyurarak, sağlıkta şiddet yasası ve aile hekimliği ödeme ve sözleşme yönetmeliği ile ilgili taleplerini dile getirmek amacıyla çeşitli eylemler düzenleyeceklerini açıkladı.